“Hayal kendiliğinden olan bir şeydir, hayal kurmaya cesaret edemeyenler için tehlikelidir.”
Paulo Coelho'nun Hippi Olma Yolculuğu
Paulo Coelho, 17 yaşındayken ailesinin ısrarlarıyla akıl hastanesine yatırıldı. Akıl hastanesinden taburcu olana kadar üç kere kaçmaya çalışmıştı. 20 yaşında akıl hastanesinden çıktıktan sonra yazarlık hayallerini bir köşeye bırakarak, Hukuk okumaya karar verdi. Hukuk okulunda geçirdiği bir yılın ardından, okulu bırakıp hippi olmaya karar verdi ve dünyayı gezmeye başladı. Belki de yazarlık kariyeri için aldığı en iyi kararlardan biriydi. Hippi eserine konu olan yolculuklardan biri de bu sırada yapıldı belki de. Hayatının farklı dönemlerinde yaşadığı olayları zaman döngüsünde yerlerini değiştirip bir sıraya oturtarak Hippi’de bize sundu. Yani Hippi bir nevi otobiyografik bir roman diyebiliriz.
Dünya seyahetinin sonunda Brezilya’ya döndüğünde askeri diktatör rejim tarafından 1974’te hapse atıldı. Hippi kitabında hayatının bu bölümüne dair esintileri de farklı bir zaman diliminde görüyoruz.
Paulo Coelho-Hippi Konusu
Hippi, hayatın bir yolculuktan ibaret olduğunu bilenlerin ve yolunu bulmaya çalışanların hikayesi. Kimisi yolunu ve ışığını birine aşık olarak bulur. Kimisi yeni şeyler deneyimleyip öğrenmek isteyerek bulur. Kimisi de İslamın Sufi inancında bulur.
Magic Bus adlı otobüsle Katmandu’ya ulaşmaya çalışan hippilerin, başta Paulo ve yol arkadaşı Karla’nın yolda yaşadıkları anlatılır.
Paulo Coelho’nun eserlerini daha önce okuduysanız karşılaşacağınız tabloyu az da olsa tahmin edebilirsiniz. Tipik bir yazım dili vardır. Katolik bir aileden gelen Coelho, çok daha farklı bir yöne eğilerek panteizm, new age, relativizm gibi akımlardan etkilendiğinden yazılarında da bunların etkilerini görebilirsiniz.
“Tapınaklar, kiliseleler ve camiler dışarıda olup bitenlerden korku duyan insanlarla doludur. Bu kişiler ölü kelimelerin telkinine kapılırlar. Benim tapınağım ise dünyadır, tapınağından sakın çıkma . Ne kadar zor olsa da dünyayı terk etme, başkaları sana gülse de hiç aldırma.” 
Paulo Coelho ve İstanbul
Kitabın otobiyografi özelliğini taşıdığını da düşünürsek Paulo Coelho yolculuğunun rotasında İstanbul’a da uğradı. Paulo Coelho, kendisi de az gelişmiş bir ülkenin vatandaşı olduğundan dolayı kendi sesini duyurmayı bilmeyen ülkelerin üzerindeki ön yargıyı fark eden belki de en iyi yazarlardan biridir. Refah seviyesi gelişmiş olan ülkelerde yaşamını devam ettiren insanlarla bizler gibi üçüncü dünya ülkelerinde yaşayanlar arasındaki farka da değinmeden etmiyor.
Hatta Atatürk hakkında yazdıkları da Atatürk’e bazı Türkler’den daha fazla saygı duyduğunu ve onu çok iyi anladığını gösteriyor.
Paulo Coelho, 2016 yılında İngiltere’de kurulan bir şirketin yaptığı sıralamada Dünyanın en etkili 2. yazarı seçiliyor.
Günde 5 Dolara Avrupa
Kitapta sık sık adı geçen kitap “Europe on 5 dollars a Day” hippilerin vazgeçilmez kitaplarından biriydi. Kitap Paulo Coelho’nun hayatından bir kesit gibi olduğundan kitabın gerçek olup olmadığını merak ettim. Ve evet. Kitap gerçekmiş. Arthur Frommer tarafından yazılan kitap, Coelho’nun son sözünde bahsettiğine göre artık Günde 5 Dolara Avrupa değil de Günde 30 dolara Avrupa olmuş.
Kitaptan çok hoşuma giden birkaç alıntıyı paylaşmak istiyorum şimdi.
“Katillerin en kötüsü yaşama sevincimizi öldürendir.”
“Yolu aydınlatan ışıkları alıp yanımızda götüremeyiz. Böyle davranırsak sırt çantalarımız fenerlerle dolup taşar. Ne kadar ışık taşısak da bize eşlik edicek kimseyi bulamayız.”
“İnsanlar hayatta yaptıklarını haklı göstermeye, haklı görünmeye, sırf otorite sahibiymiş gibi hissetmek için habire zorluklar çıkarmaya çalışırlar.”
