top of page
Yazarın fotoğrafıAlp Ercan Türkmen

Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

Bir süredir gündemimizde olup meclisten geçirilmeye çalışılan sokak hayvanları yasa tasarısına yönelik tartışmalar sürüyor. Yasada her ne kadar masum bir şekilde sadece hastalıklı, saldırgan hayvanların toplanacağına dair açıklamalar yapılsa da ucu açık bir şekilde suistimal edilip tüm hayvanların saldırgan ve hastalıklı olduğu iddia edilip toplanmasının ve öldürülmesinin önünde kimse engel değil.


Toplanan hayvanlardan sadece yaşlı ve hasta olanlara ötenazi uygulanacağına dair ucu açık bir öneriyle yine AKP'nin siyasi tarihi boyunca böyle yasaları nasıl suistimal ettiğini biliyoruz.

Hadi gelin birlikte tarihteki toplu hayvan katliamlarına ve sonrasında yaşananlara bakalım.


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri


Osmanlıda Sokak Hayvanları


2. Mahmud Dönemi

Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

Osmanlı, zengin kültürel yapısı ve geniş coğrafyasında barındırdığı farklı yaşam tarzları ile dikkat çeker. Sokak hayvanları, özellikle köpekler, Osmanlı şehir yaşamının ayrılmaz bir parçasıydı. Modernleşme çabası içerisinde olan Osmanlı Hükümeti, Avrupa'daki sokakların köpeksizleştirilmesi politikasına benzer kararlar almayı planlar. Bir İngiliz vatandaşın sokak köpekleri tarafından ısırılmasıyla ültimatom alan 2. Mahmud sokak köpeklerinin kısa bir sürede toplatılıp Sivriada'ya gönderilmesini emreder. Ancak halkın tepkisiyle oluşan kamuoyu basksıyla hükümet geri adım atar ve bu karardan vazgeçer.


İstanbul, Osmanlı'nın başkenti olarak büyük bir nüfusa ve karmaşık bir yapıya sahipti. Sokak köpekleri, şehrin sokaklarında serbestçe dolaşan, hem halkın hem de turistlerin dikkatini çeken unsurlardan biriydi.


Sultan Abdülaziz dönemi

Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

Sultan Abdülaziz döneminde de sokak köpeklerine yönelik politikalar devam etti. Bu dönemde modernleşme ve Batılılaşma çabaları hız kazanmış, şehirlerin düzeni ve temizliği konusundaki hassasiyet artmıştı. Abdülaziz, özellikle İstanbul'un modern bir Avrupa kenti görünümüne kavuşmasını istiyordu. Bu çerçevede, sokak köpeklerinin toplanması ve şehir dışına çıkarılması politikaları daha da belirgin hale geldi.

Bu dönemde, köpeklerin sadece toplatılması değil, aynı zamanda barınaklara yerleştirilmesi ve kontrol altında tutulması gibi uygulamalar da gündeme geldi. Ancak, bu tür düzenlemeler genellikle yeterli kaynak ve organizasyon eksikliği nedeniyle başarılı olamadı. Köpekler, halk arasında hala önemli bir yere sahipti ve onların tamamen ortadan kaldırılması büyük tepki çekebilirdi.


1-Hayırsızada Sürgünü


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

1910 yılında İttihat ve Terakki hükümeti sözde modernleşme kapsamında Fransa’daki kozmetik şirketleriyle anlaşıp sokak köpeklerinin kozmetik sanayisinde kullanılmasını planlar ancak kamuoyu tepkisinden korktukları için vazgeçerler. Bunun üzerine İstanbul Şehremini Suphi Bey, 80.000 köpeğin hızlı bir şekilde toplatılmasını emretmiş ve köpekleri Marmara Denizi'ndeki Sivriada'ya naklederek ölüme terk etmiştir. Adaya bırakılan köpeklerin tamamı açlıktan veya birbirlerini yiyerek ölmüştür.


Köpeklerin adaya bırakılmasından iki yıl sonra Marmara Denizi'nde büyük bir deprem meydana gelmiş ve çıkan Balkan Savaşları neticesinde büyük bir toprak kaybı gerçekleşmiştir. Yaşanan felaketleri adaya sürülen köpeklerin laneti olarak göre halk bu sürgüne “Hayırsızada Sürgünü” adını takmıştır.


2-Mao Zedong’un 4 Haşere Kampanyası


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

Mao Zedong Çin Halk Cumhuriyeti’nin başına geçtiğinde ülkede tarım üretiminin verimliliğini arttırmak ve halk sağlığını korumak adına fareler, sinekler, sivrisinekler ve serçeleri hedef aldı. Bu dört hayvan, halk sağlığına ve tarım üretimine zarar verdikleri düşünülerek yok edilmek istendi. Özellikle serçeler, tarım ürünlerine zarar verdikleri gerekçesiyle hedef alındı. Halk, serçeleri öldürmek için çeşitli yöntemler kullandı. Bunlar arasında, serçeleri uçarken yorup düşmelerini sağlamak amacıyla tencere, tava ve davullarla sürekli ses çıkararak serçeleri korkutmak da vardı. Ayrıca, serçelerin yuvaları tahrip edildi ve yumurtaları yok edildi.


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

Kampanya başarılı gibi görünse de, serçelerin yok edilmesi ciddi ekolojik dengesizliklere yol açtı. Serçeler, yalnızca tahıl taneleriyle beslenmiyor, aynı zamanda böceklerle de besleniyorlardı. Serçelerin yok edilmesi, böcek popülasyonlarının kontrolsüz bir şekilde artmasına neden oldu. 2 milyar serçenin öldürülmesinden sonra serçeler tarafından avlanan zararlı böcek popülasyonu artarak tarlaları ve mahsülleri talan etti. Ardından Çin’de 3 yıl sürecek büyük bir kıtlık başladı. Ekolojik dengenin bozulmasının bedeli en az 20 milyon kişinin açlıktan hayatını kaybetmesiyle ödendi


3-Hindistan'da Nilgai Avlanması


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

Hindistan'da bazı bölgelerde, tarım ürünlerine zarar verdikleri düşünülen Nilgai popülasyonunu kontrol altına almak için yoğun avlanma kampanyaları başlatıldı. Bu kampanyalar, Nilgai popülasyonunu geçici olarak azalttı, ancak ekosistemdeki dengenin bozulmasına neden oldu. Nilgai'nin yokluğu, diğer türlerin popülasyonlarını etkiledi ve bazı bölgelerde bitki örtüsünün bozulmasına yol açtı.  Sonraki yıllarda, daha sürdürülebilir ve insancıl yöntemler geliştirilmeye çalışıldı. Bu yöntemler arasında habitat yönetimi ve popülasyon kontrolü için doğal yırtıcıların yeniden tanıtılması yer aldı.


4-Yellowstone Ulusal Parkı'nda Kurtların Yok Edilmesi ve Geri Getirilmesi


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

1920'lerde, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yellowstone Ulusal Parkı'nda kurtlar, çiftlik hayvanlarına zarar verdikleri gerekçesiyle tamamen yok edildi. Kurtların yok edilmesi, parkın ekosisteminde ciddi dengesizliklere yol açtı. Kurtların avladığı geyik ve diğer otçul hayvan popülasyonları kontrolden çıktı ve bu hayvanlar, parkın bitki örtüsüne büyük zarar verdi. 1995 yılında, park yönetimi ekosistemi dengelemek amacıyla kurtları yeniden Yellowstone'a getirdi. Kurtların geri dönüşü, geyik popülasyonlarını kontrol altına aldı ve bitki örtüsünün yeniden canlanmasına yardımcı oldu. Bu süreç, ekosistemin ne kadar karmaşık ve birbirine bağımlı olduğunu gösteren önemli bir örnektir.


5-Bizon Katliamı (Amerika)


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

19. yüzyılın ortalarında, Amerika'da milyonlarca bizon, avlanma ve demiryolu yapımı nedeniyle yok edildi. Bu katliam, Kızılderili kabilelerinin temel gıda ve yaşam kaynağını yok etti ve onların kültürel ve ekonomik yapısını derinden etkiledi.


6-Mavi Balina Avı


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

20. yüzyılda, mavi balinalar yoğun bir şekilde avlandı ve popülasyonları ciddi şekilde azaldı. Balina avcılığı, balina yağının ve diğer ürünlerin ticari değerinden dolayı büyük bir endüstri haline geldi. 1960'larda ve 70'lerde uluslararası düzenlemeler getirilmesine rağmen, mavi balina popülasyonları hala toparlanma sürecinde.

Mavi balinalar, büyük miktarda plankton ve kril tüketir. Bu tüketim, plankton ve kril popülasyonlarının dengede kalmasını sağlar. Mavi balina nüfusunun azalması, plankton ve kril popülasyonlarında artışına neden olur, bu da deniz ekosisteminde dengesizliklere yol açar.  Mavi balinaların azalması, onları avlayan orka (katil balina) gibi yırtıcıların da besin kaynaklarını etkiler. Bu yırtıcılar, diğer balina türlerine ve deniz memelilerine yönelerek bu türlerin de baskı altına girmesine neden olur.



Atina ve Soçi Olimpiyatları


Tarihteki Hayvan Katliamlarının Çevreye, Topluma Etkileri

2004 Yaz Olimpiyatları öncesinde Atina'da, sokak hayvanlarının sayısını azaltmak amacıyla birçok hayvan toplandı ve bazıları öldürüldü. Bu durum, hayvan hakları örgütleri tarafından yoğun bir şekilde protesto edildi.


Soçi'de düzenlenen Kış Olimpiyatları öncesinde, şehirdeki sokak köpekleri büyük ölçüde toplatıldı ve bir kısmı öldürüldü. Bu durum, hem hayvan hakları savunucuları hem de uluslararası medya tarafından eleştirildi.


Bunlar gibi insanlık tarihinde sayısız hayvan türünün şan, şöhret, ticaret ve sözde modernleşme çabası adı altında katliamları pek çok kez yapılmıştır. Yapılan her bir katliam pişmanlıkları ve ekolojik dengesizliğin bedelini insanlığın önüne tekrar getirse de politikacılar kendi sorumsuzluklarını ve var olan yasayı uygulatmada yaşadıkları beceriksizliğin faturasını kendileri dışında herkese kesmeye meyilliler. Binlerce yıllık Türk tarihinde ve kültüründe her daim kendilerine aramızda yer bulmuş bu dostlarımızın katli, politikacıların mevcut yasayı uygulamadaki beceriksizliklerini gözler önüne sermekle beraber kendi kültürümüzü ve dostluğumuzu hiçe sayarak ithal çözümler üretildiğini gösterir.

37 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör