Geçenlerde okumaya başladığım Carl Sagan’ın “Soluk Mavi Nokta” kitabında Satürn’ün uydusu “Titan” hakkında yazılanlar ilgimi çekti. Sonra Titan hakkında daha detaylı araştırma yapmaya karar verdim. Ve Titan’da yaşamın olabileceğine dair teorilere rastladım. Ama bizim bildiğimizden çok farklı bir yaşam...
Satürn'ün Uydusu Titan'ın Keşifsel Tarihi
Titan, Hollandalı astronom Christian Huygens tarafından 1655’te keşfedildi. Ve keşfedilişinden sonra II. Dünya Savaşı yıllarına kadar hakkında Satürn’ün uydusu olduğu ve sarı-kahverengi görünümü dışında hiçbir şey bilinmiyordu.(Savaşlardan başımızı kaşıyamamışız!) 1944 yılında Gerard Kupier Titan’ın bir atmosfere sahip olduğunu keşfetti. Spektrometrelerle Titan’ı izlerken Metan’ın izine rastladı. Nasıl bulduğuna gelince; şöyle özetleyeyim her elementin kendine has karakteristik bir ışıması vardır. Ve her biri bambaşkadır. İşte Kupier de Titan'da Metan'ı keşfetmişti. Daha sonrasında Pioneer11, ardından Voyager1 ve Voyager2 uzay araçlarının Satürn sistemine varışıyla Titan hakkında daha detaylı bilgiler edinildi.
Pioneer11, Voyager1 ve 2 uzay araçları tarafından edinilen bilgiler sadece Titan’ın puslu atmosferi hakkındaydı. Titan dış dünyalara tamamen kapanmış durumdaydı. Dışarıdan sadece Titan’ın puslu atmosferi hakkında bilgiler edinilebiliyordu. Edinilen bilgiler arasında ise, Titan’ın atmosferinin Dünya’da yaşamı mümkün kılan bir çok organik molekülü içeriyor olmasıydı. Bunların arasında Genç Dünyamızda bulunan moleküllerden de bol bol var. Biri de Hidrojen Siyanür. Hidrojen Siyanür her ne kadar soluması zehirli bir gaz olsa da. Dünya’ da yaşamın başlamasında etkili olan gazlardan biriydi. Tabi devamında insanın aklına şu soru geliyor: “Acaba Titan’ın puslu atmosferinin altında hayat var mı?” hayat varsa bile bu hayat, bizim bildiğimizden bambaşka bir türde olabilir. Çünkü Titan’da yüzey sıcaklığı, Güneş'e olan 1.4 milyar kilometre uzaklığından dolayı -179,5 derecedir. Ve güneşe olan uzaklığı Dünya’nın Güneşe olan uzaklığının neredeyse 10 katıdır.
Hadi gelin birlikte Titan hakkındaki İlginç bilgilere göz atalım.
Satürn'ün Uydusu Titan Hakkında 7 İlginç bilgi
1- Titan Güneş Sisteminde Atmosferi Olan Tek Uydudur ve Atmosferi Dünya’dan %60 daha Yoğundur
Yani Titanda bulunmak demek, suyun 15 metre altında yüzmek demekle aynı şey.
2-Titan'da Uzay Kostümünüz Olmadan Rahatlıkla Yürüyebilirsiniz! Ama Dikkat Edin Üşütmeyin.
Titan’da sadece Oksijen maskesiyle yürüyebilirsiniz. Ama –179,5°C’lik sıcaklıkla beraber ilk adımınızda, kalın bir şeyler giymediğinize pişman olabilirsiniz. Titan'ın Güneş'e uzaklığı Dünya'nın Güneşe uzaklığının 10 katıdır.
3-Titan'ın Bir Yüzü Daima Satürn’e Dönüktür.
Titan’ın Satürn etrafında bir turunu tamamlaması 15 gün 22 saat sürer. Ve Titan’ın bir yüzü daima Satürn’e dönüktür. Titan’da arazi bakanlara duyurulur! Satürn manzaralı arazi arıyorsanız sahibinden’den ona göre filtreleme yapınız.
4-Titan'ın yüzeyi Donmuş Okyanuslarla Kaplıdır ve Okyanusların Altında Ne olduğuna Dair En Ufak Fikrimiz Yok
Titan'ın tabakaları(İçten Dışa)
Silikat bazlı Çekirdek
Yüksek Basınç Kaynaklı"Ice VI" KABUĞU
Tüm gezegeni kaplayan yer altı okyanusları
Dış Kabuk Buz kaplı
Organik yönden zengin atmosferi ve yüzeyi
Titan’ın atmosferi ve yüzeyi organik moleküllerce zengindir. Organik moleküllerce zengin moleküllerin altında donmuş bir okyanus tabakası bulunur. Buz tutmuş okyanusun altında, donmamış suyun içerisinde neler olduğuna dairse hiçbir fikrimiz yok.
5-Titan'da Yaşam Olabilir! Ancak Bizim Bildiğimiz Türden Değil.
Titan’ın atmosferinde zaten organik moleküllerin varlığı biliniyordu. 2020 yılındaysa Nasa’nın bilim adamları Titan’da Siklopropenileten isimli (C3H2) isimli bir molekül buldular. Bu molekülü bu kadar ilginç kılansa Dünya’da sadece laboratuar şartlarında elde edilebilmiş olmasıydı. Bunun dışında siklopropenileten, sadece yıldız sistemlerinde gaz ve toz bulutlarında gözlemlenmişti.
Bu molekülü bu kadar ilginç kılansa, diğer moleküllerle kolay reaksiyona girebiliyor olması ve sonunda yeni türler ortaya çıkarabilme kapasitesidir. Titan’da 2003 yılında bulunan Benzen ile birlikte Siklopropenileten varlığı, DNA ve RNA için kemik molekül görevi görüyorlar. Modern Dünya’da bu moleküle rastlamamış olsak da genç Dünya’mızda bu molekül var olmuş olabilir.
Bu ilginç ve heycanlı keşiften sonra Nasa “Dragonfly” görevini başlattı. Dragonfly, 2027 yılında Dünya’dan fırlatılıp 9 yıl sonraysa Titan’a varması hedefleniyor. Araç Titan’a iniş yaptıktan sonra çoğu kez havalanıp Titan üzerinde araştırma yapması bekleniyor. Bilim insanlarının dediklerine göre Titan tam anlamıyla Dünya’nın gençlik yıllarına dair gerçek bir dönem laboratuarı. Dünya’nın gençlik yıllarını anlamamızda bize yardımcı olabilir.
6-Satürn Çevresinde Görev Yapan Cassini Aracı 13 Yıllık Görevi Sonrası Olası Yaşam Potansiyeli Olan Satürn Uydularını Kirletmemek İçin Satürn Atmosferine Ölüm Dalışı Yaptı
Pioneer11, Voyager1 ve Voyager2 uzay araçları Satürn çevresinde uçarken Titan üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Sonra Avrupa Uzay Ajansı’nın 1997’de yolladığı Cassini-Huygens Uzay Aracı, 2004’te Titan çevresine varışından birlikte Satürn yörüngesinde 2017 yılına kadar görev yaptı. Görev sürecinde Satürn uydularından Titan, Enceladus ve Mimas’ta sıvı su keşiflerinde rol oynadı. Sıvı su keşifleriyle beraber Casini aracı bu uydularda bulunan olası yaşam potansiyelini Dünya'dan taşıdığı mikroorganizmalarla tehlikeye atmamak için Cassini Uzay Aracı’nın görevi sonlandırıldı. Görevi sonlandırılmadan önce Satürn'ün halkalarına 22 kez dalış yaparak bunların araştırılmasına katkıda bulundu. Sonrasında yakıtı bittiğinde satürn'ün atmosferine sokularak görevi sonlandırıldı.
7-Titan'da Yağan “Slow Motion” Yağmurlarda Kitap Kahve Battaniye Keyfi Yapmak...
Ama Titan’da yağan yağmurlar bir parça büyük olabilirler.Yaklaşık Dünya’daki yağmur damlalarının 1.5 katı kadar . Ve de yağmur damlalarının yere düşme hızı Dünya’dakinden 6 kat daha yavaş!! Instagram Storyci’leri yağmur dinmeden yakalayabilirler heralde.
Dragonfly uzay aracı Titan’a varabilirse Titan hakkında neler bulabilecek merak ediyorum. Uzay, gizemleri ve ıssız bucaksız oluşuyla insana kendini küçük hissettiriyor. Bedenlerimiz her ne kadar küçüklüğüyle ezilse de zihnimizin sınırları belki evrenimizin sınırlarının ötesine bile uzanabilir.
https://www.nasa.gov/feature/goddard/2020/nasa-scientists-discover-a-weird-molecule-in-titan-s-atmosphere/
Carl Sagan “Soluk Mavi Nokta”
