top of page

2 Öykü 1 Masal Önerisi

Hava sıcaklığının bizleri Arap çöllerinde bıraktığı; bir meltem esintisine muhtaç bırakıp sonra ağzımıza bir parmak bal çalarcasına sonbahar işaretleri verdiği Ağustos ayına ilaç gibi 3 kitapla geldim.


Hem deniz kenarında okunabilecek hafiflikte hem de serin balkon akşamlarının samimi hissini katmerleyebilecek içerikte yoldaşlıklarımdan ilki İthaki’den çıkan Madeline Miller’ın illüstrasyonlarla bezeli öyküsü “Galateia”. İkincisi Charlotte Perkins Gilman’ın korku öyküsü Sarı Duvar Kağıdı ve son kitabım Puşkin’in Altın Horoz ve Diğer Masalları.





Galateia


Ben Kirke’yi okuyanlar kapak tasarımında aynı havayı bu kitabı görür görmez tanıyacaklardır zaten. Yine mitolojik bir öykünün Miller versiyonunu dinliyoruz, hem de bu kez soyut görselleriyle birlikte.




Heykeltıraşı ve aynı zamanda kocası olan Pygmalion’un elinde hayat bulan Galateia esareti ile barışık yaşarken bir taraftan da kendine bir varoluş alanı yaratmaya çalışmaktadır. Ancak kendi kızının da aynı kaderi yaşayacağını fark ettiği an, her şey değişir ve canı pahasına da olsa bir mücadeleye girişir. Yeryüzündeki her kadının aşina olduğu bir hikaye, mitoloji ile içiçe geçerek hem göze hem kulağa hitap ediyor. İllüstrasyonların siyah- beyaz ve pembe- gri olması ayrıca güzel .

“Mesele şu ki bence kocam benim konuşabileceğimi beklemiyordu. Bunun için çok da suçlamıyordum onu, sonuçta beni sadece bir heykel olarak biliyordu; saf, güzel ve sanatına kolayca boyun eğen. Doğal olarak yaşamamı dilerken yine öyle kalmamı ama beni düzebilmesi için sıcak olmamı istiyordu. Ama buna etraflıca kafa yoramamasını, hem canlı olup hem de heykel olamayacağımı anlamamasını aptalca buluyorum.”

Sarı Duvar Kağıdı


Charlotte Perkins Gilman’dan ilham verici korku hikayeleri hem de feminist bilinçle yazılmış. Korku ve feminizm bir araya gelince gerçekten yüzyıllardır aradığımız ancak çok yaklaşsak bile bir türlü ulaşamadığımız bir aroma elde etmiş gibi hissettim.



Sarı Duvar Kağıdı, bir psikoloğun yazara gönderdiği kendi yorumundan alıntılarsak en iyi delilik başlangıcı tarifi bir kısa öykü. İthaki’nin karanlık kitaplık serisinden çıkan versiyonunun içinde hepsi birbirinden ürkünç üç öykü daha var.

Sonbahar atmosferini iliklerinize kadar hissetmek isterseniz, önümüzdeki dönem bu minik öykülere şans verilmeli.



“Bütün gücümle kadınların, bütün kadınların kadınlığın ne olduğunu nihayet anlamasını diledim; 
gücünü ve gururunu ve hayattaki yerini anlamalarını; 
dünyanın anneleri olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini; 
yaşayan herkesi sevmelerini ve onlara değer vermelerini; 
erkeklerin ne kadar kötü olabileceklerini görmelerini; 
yalnızca en iyilerini seçip daha da iyilerini dünyaya getirmelerini; insan olarak görevlerinin ne olduğunu görmelerini ve yaşamaya, çalışmaya ve mutluluğa kendilerini tamamen adamalarını diledim. 

Nefes nefese, gözlerimde ışıltıyla durdum. Bedenim titreyerek bekledim bir şeyler olmasını.

Hiçbir şey olmadı. 

Görüyorsunuz ya bana yapılan büyü, kara büyüydü, benim dileğimse bembeyaz bir dilek.”


Altın Horoz ve Diğer Masallar


Bu minik masal kitabı sade bir tasarım ile Ada Dizisi’nden (YGS Yayınları) çıkarak benim kapımı çalmış. İçerisinde dört kısa masal ve bir de Puşkin ve Rus masallarına ilişkin bir sonsöz bulunuyor. Tam ada esintisinde çantaya atıp bir durak yaratılabilecek bir kitap. Kıssadan hisse şeklindeki masallar taze bir hisle dolduruyor insanın içini.


Puşkin ise Rusya’nın Grim Kardeşleri neredeyse…

Kendisi halkın arasında bir seyyah gibi vakit geçirip onların kendi ağzından dinlediği masal ve mitleri şiirsel bir şekilde fabl türünü de kullanarak yazmıştır. Ancak yerel dile bu kadar sadık olması ileride eserlerin çevrilmesinde bir engel oluşturmuş, Puşkin’e bu anlamda çok daha geç bir tanınmışlık getirmiştir.

“Dikkatle bak! Masallar yalan söyler,
Ama kavrar her delikanlı gizli anlamı,
Parlak renkli elbisenin içinde saklı.”
29 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page